17-18İsa Kudüs'e giderken, yolda on iki öğrencisini bir yana çekip onlara özel olarak şunu söyledi: «Şimdi Kudüs'e gidiyoruz. İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar. 19O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu diğer uluslara teslim edecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek.»
20O sırada Zebedi oğullarının annesi oğullarıyla birlikte
İsa'ya yaklaştı. Önünde yere kapanarak kendisinden bir dileği
olduğunu söyledi.
21İsa kadına, «Ne istiyorsun?» diye sordu.
Kadın O'na, «Buyruk ver de senin egemenliğinde bu iki oğlumdan
biri senin sağında, biri de solunda otursun» dedi.
22«Siz ne dilediğinizi bilmiyorsunuz» diye karşılık verdi İsa.
«Benim içeceğim kâseden siz içebilir misiniz?»
«Evet, içebiliriz» dediler.
23İsa onlara, «Elbette benim kâsemden içeceksiniz» dedi, «ama
sağımda ya da solumda oturmanıza izin vermek benim elimde değil.
Babam bu yerleri belirli kişiler için hazırlamıştır.»
24Bunu işiten diğer on öğrenci iki kardeşe kızdılar. 25Ama İsa
onları yanına çağırıp şöyle dedi: «Bilirsiniz ki, ulusların
önderleri onları egemenlik hırsıyla yönetirler, ileri gelenleri
de onlara ağırlıklarını hissettirirler. 26Sizin aranızda böyle
olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkârı
olsun. 27Aranızda birinci olmak isteyen, diğerlerinin kulu olsun.
28Nitekim İnsanoğlu, hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye ve
canını birçokları uğruna fidye olarak vermeye geldi.»
29Eriha'dan ayrılırlarken büyük bir kalabalık İsa'nın ardından
gitti. 30Yol kenarında oturan iki kör adam, İsa'nın oradan
geçmekte olduğunu duyunca, «Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!»
diye bağırdılar.
31Kalabalık onları azarlayarak susturmak istediyse de onlar,
«Ya Rab, ey Davut Oğlu, halimize acı!» diyerek daha çok
bağırdılar.
32İsa durup onları çağırdı. «Sizin için ne yapmamı
istiyorsunuz?» diye sordu.
33Onlar da, «Ya Rab, gözlerimiz açılsın» dediler.
34İsa onlara acıdı, gözlerine dokundu. O anda yeniden görmeye
başladılar ve O'nun ardından gittiler.